20 Şubat 2012 Pazartesi

basitçe.


           Dünya üzerinde binlerce his var evet, tüm hepsinin içinden lanetlemek için "özlem" hissiyatını seçiyorum, kendimden emin olarak. Tüm hislerin ya sebebi ya sonucu özlemek hissi bana kalırsa. Sevincin, mutluluğun, sevmenin sonu özlem, özlemin sonu; hüzün, kızgınlık, daha çok hüzün gibi...
          Özlemekten bahsederken hemen herkes hayatındaki birine duyduğu özlemi alıverir önüne,..O duygunun verdiği karın ağrısı, baş ağrısı, kalp daralması, kısa vadedeki gözle görülür etkilerdir ki bu hissin uzun vadedeki etkisi nettir, geçen ömrünün bir şekilde hızlıca geçmesine; ömründen ömür gitmesine neden olur. Özlem çekmek büyük bir terbiye olayıdır. Kavuşma, hasretini giderme olayı yoksa bu özlemenin sonunda, ya insan üstü bir direnmeyle özleme karşı konulur yada özlemle karşılıklı birer kadeh konulur. İşin içinde kendi becerikliliğiniz de varsa yani özleminizi kendi kendinize de büyütüyorsanız eğer; büyük ihtimalle kendinizi özlenen yerde veya özlenen kişiyleyken daha çok seviyorsunuz, özlenen ile değilseniz eğer geçen her an israf gibi geliyor, ve büyük ihtimalle manasız ağlamaklı oluyorsunuz, kendinize acımadan özlemi kovmak yerine onunla sarılıp uyuyorsunuz, onu öpüp kokluyorsunuzdur. Size sonrasını söyleyeyim, özlemi kabullenip her gün düzenli olarak özler hale geliyorsunuz, karşınızda otururken özlüyorsunuz, gözünüzü kapadığınızda açıkken en son gördüğünüzü özlüyorsunuz yada bilmiyorum başka türlü şeyler. Delilik. Düşününce eş değer olarak sadece bir şeyin durmaksızın yanışını bulabiliyorum. Tam olarak nası göründüğünü umursamadan yanıp durmak. Bu durumda olanlar için sonunda kavuşmak olan bir özlem süreci geçirmelerini dilerim. Kavuşmak varsa, ve karşılık varsa, özlemek en harikulade duyguya dönüşebilir. Aksi durumda, zor. 
           Umarsız sevin diyen biriyken umarsız özleyin diyememe çelişkim, özlemin sevgiden daha güçlü olduğunu düşündüğümden, olabilir. Hepimizin özleyecek duruma, yani yokluk durumuna, ya da yetersizlik durumuna düşmekten korkmaya hakkı var. Ama kötü haber, özlem her yerimizde, her zerremizde, her günümüzde olmasa da herkes için, her ayımızda, hadi yılımızda, var. Ve bununla ilgili önemli gördüğüm bir tespitim de var. Özlemek genelde  kişiler için olmuyor, anları, mekanları, kokuları özlüyorsunuz. Beraber geçirdiğiniz, o sırada aklınıza gelen tek bir anı özlüyorsunuz, beraber gördüğünüz bir kareyi özlüyorsunuz. Bu nedenle baş etmesi en zor duygu özlem duygusu oluveriyor, bu nedenle çok anı biriktirenlerimiz en zoru yaşıyor. 
              Korkmadan an biriktirmek lazım diyen biriyken şu an bunun zararlarından bahsetme çelişkim, benim artık "özlemeyi kabullenmiş olanlarlar"dan olmamdan... Sonucunda kavuşmak ya da özlenmek aramaksızın özlemlerimi kabul edişimden... Olabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder