Dilerim az sonra okuyacakların hayatında bir fark yaratır, ya da
bir fark edişi başlatır..
Pencerenin karşısına geçip iki camı da ardına dek açar mısın? Diyaframdan bir
nefes çekip evvela yaşıyor olduğunu anla..İkinci nefeste de az evvel aldığın ve
hücrelerine dek ulaşan nefesi, bir başkasının çekeceği atmosfere bırakışını
fark et.. -Aldığın nefesin bile geri verilmesi zorunluluğu- başka bir fark
edişi başlatsın..O ânı fark et..Elinde olmadan için minnetle dolacaktır..
Benim fark edişlerim böyle başlar. Küçük bir ateş tutuşturur "fark
ediş" fitilini. Sonra dallanıp gider o fark edişler..En sonunda belirsiz
bir minnet ile biter muhakkak. Bir kedinin derince bir nefes alışı, bir
yaprağın incecik damarlarında akan yaşam, suyun şeffaf oluşu, çayın lezzeti,
nefesin alınışı..verilişi..tüm bunların fark edilişi mucizeyi görebilmemi
sağladığından; minnet ile dolup taşmam...
Şu anda hangi zorluklar içersinde isen, hepsini 5 dakikalığına düşünmeyi bırak.
Sadece yaşadığını; canlılığını hisset. Ve bir gün bunun sonlanacağını fark et.
Sen yokken de o rüzgarın o yaprağı kıpırdatacağını, yine insanların erkenden
uyanıp işlerine gideceklerini, o nehrin kenarındaki kurbağanın hala
vıraklayacağını, düşün işte bunları... Misafir olduğunu fark edebildin mi? Tüm
bu içini titreten telaşların bu misafirlik için çok fazla olduğunu fark
edebildin mi? Dediği gibi, hayat kısa kuşlar uçuyor sen olsan da uçacaklar
olmasan da..Sen bu şöleni kaçırma. Hayat, sandığından daha fazlası..Detayları
gör ve bunlarla eğlen!
Her nesneye bir anı yüklediğimden, nesnelere çok bağlanırdım. Yırtılan bi pijama beni üzüntüden ağlatabilirdi. Dikerek giymeye devam etmem de yadırganırdı. Sinmis bir kokunun, bir gün yok olması beni dağıtabilirdi. Telafisini bulamama çaresizliğim günlerce sürebilirdi. Bu diğerlerine çoğunlukla abartı gelirdi. Anı bütünüyle ve farkederek yaşayanların problemidir bu. Yerde duran kilimin yerinden, yastıktaki iz yerine kadar aynı kalsın isterler, her detayı nakış nakış işlediklerinden..
Size abisi olan küçük kız kardeş kafasını anlatmak isterim…
Dünya üzerinde en güvendiğiniz ve en sevdiğiniz kişi, en iyi
dostunuz, o konuşurken kulak kesilidiğiniz, anlattıklarından beslendiğiniz, idolünüz ama aynı zamanda da çocukluğunuzda
yaşadığınız tatlı tramvatik olayların jönüdür, aslında büsbütün çocukluğunuzdur
‘abi’.
Çocukluğunuzdan gençliğinize, karakter oluşum sürecinizdeki
en etkili ve süper kahramandır ‘abi’.
Mimiklerinizde de vardır,gülüşünüzde de.
Müzik zevkinizin temelini atandır.
Damak tadınızın temelini atandır.
Mizah anlayışınızın temelini atandır.
Vizyonunuzu açandır.
Kendisi farkında olmasa da; umut kaynağıdır.
Hayallerinizi kurarken, büyük kurmanıza yardım edendir.
Kimseyle konuşulamayanların konuşulduğu kişidir.
Gözünüzde yaşlanmayan ve yaşlanamayacak olandır.
En sevilendir.
Candır.
En yakınınız ama aynı zamanda hep de uzağınızdadır. Çünkü
hayallerinin peşinde koşmaktadır. -Tam da sevdiğiniz gibi.-
Küçük kız kardeşse; şanslıdır. Çok şanslı hem de. Havalıdır.
Esprili ve umut doludur. Yükseklerden uçanlardandır. Vizyonludur. Yaratıcıdır.
Hatta kısmî mucittir. Yeni anılar edinemediğinde,
çocukluğundaki anılarını hatırlayıp gülerek büyüyendir. Çok özleyendir…
Eğer kız kardeşi olan bir abi iseniz, size hayran olarak büyümüş ve hep hayranınız olacak biri var demektir..
Son 1 aya dek piyano dinlemeyi sevdiğimi bilmiyordum. Çünki hiç dinlemeyi denememiştim. Piyano dinlemeyi bırak, bunu sevdiğimden bahsedebileceğim bir çevrem de yoktu. Şuanda da hala benimle piyano dinlediğim için dalga geçecek arkadaşlarım var :)
Gün içerisindeki tüm motivasyonum bu müthiş dinletiler... Yürürken dinlediğimde, nedense ağaçların gök ile buluştuğu yerlere gidiyor gözlerim. Bunu farkettiğim an piyano dinlemenin beni nasıl rehabilite ettiğini de anlamış oldum. Farkındalığımı açıyor ve odaklanmamı kolaylaştırıyor, daha duyarlı hale getiriyordu. Çalan kişinin elleri nerede, sağ eliyle melodinin neresini sol eliyle neresini çalıyor diye hayal ediyordum istemsiz. Bunu her hayal etmeye başladığımda da kendime kızıyordum; neden piyanoyu şimdiye dek fark edemedim diye. Müziğe karşı fazlaca ilgim vardır ama yaylı ve üflemeli müzik aletlerine yönelmiştim hep. Şimdi de düşünmeden edemiyorum babacığımın bahsettiği maymun iştahlılığımdan mı piyanoya bu kadar ilgi duyuyorum acaba diye. Bu düşünce beni temelli durduruyor. Hep otuz yaş sonrası için hayaller kurmama sebep oluyor. Evime aldığım kırık beyaz renkli piyanomu hayal ediyorum. Sonra aniden komşuların rahatsız olması mevzuusu aklıma geliveriyor. O zaman ona göre bir yerde oturmam gerek diyorum. Sonra "O kadar para kazanabilecek miyim dersin?" diye kendi kendime soruyorum. Hepsi bir iki dakika içinde geçip gidiyor aklımdan. Yine melodinin ön planındaki seslerini hangi eliyle bastığını düşlüyorum. Çalan kişiyi hep bordo kadife elbise giyinmiş bir kadın olarak görüyorum. Bu ve bunun gibi sıralı hayallere bayılıyorum. Dinlediğim şeyin güzelliği ve o esnada düşlediklerim beni piyanoya daha da bağlıyor.
Piyano çalmayı öğrenmeden ölmek istemiyorum.
Piyanoyu çok güzel çalmadan ölmek istemiyorum.
Onun benim hayatıma girdiğindeki halimi biliyorum.
Ona hep borçluyum ve ismini bilmediğim sanatçılara...
Kendimi büsbütün olmasa da yeteri
kadar mantıklı bulurdum, son zamanlara dek. Herkesin deneyimlediğinden de emin
olduğum; kontrolü kaybetme noktasındayım. Bu noktaya gelindiğinde herkesin
aradığı çözüm farklıdır, ama çözüm aramayıp kontrolü kaybedenlerimiz de
(kaybetmek isteyenlerimiz ya da ) var elbette. Ben çözüm arayan, kontrolünü
kaybetmemek için çabalayan grubun içerisindeyim sanırım. Şimdilik.
Henüz bir çözüm bulmuş değilim
işin aslı, sadece kontrolümü kaybedeceğim düşünceleri erteliyorum. ( bu da bi çözüm mü acaba?). Bazen
kaybetmeye çok yaklaşıyorum, tüm zihnimi ele geçiriyor, bırak ipin ucunu nereye
giderse diyorum. Ama ben yaşarken yaşadığım her an için emek veren
biriyim. Bu yüzden yaşadıklarımı ve
yaşayacaklarımı risk edemiyorum. Tabiî ki yine susup, o noktadan uzaklaşmaya
çalışıyorum. Fakat uzaklaşmaya çalışmak
bu kontrolü kaybetme noktasındayken pek işe yaramıyor. O düşüncelerle yatıp o
düşüncelerle kalkar oluyorsunuz çünki. Aslında bu noktada yaşamaya adapte
oluyorsunuz da denebilir. Kalbiniz hep titrer halde, ruhunuz hep daralmış,
fırsat bulsa koşup kaçacak halde…
Zoru deneyen insanlara saygı
duymuşumdur. Basit yolu varken, umursamayıp "ne olacaksa olsun" diyerek
koyvermek varken, bunun yerine birçok şeyi önemseyerek kontrolü bırakmamaya
çabalayan insanları çoğu zaman severim, bana da ilham olurlar farkında olmadan.
Yorucu da olsa, daha değerli bir yaşam biçimi bana göre. Kimisi “ne olursa
olsun” deyip kontrolden çıkmayı,
-sonuçlarını göremediğinden- risk almak olarak
değerlendirebilir, fakat genelde bunu yapan insanlar yükü daha fazla
taşıyamadıklarından kontrolü bırakırlar ve sonrasında getirdiği yükü de
muhtemelen taşımakta zorlanırlar.
Aman ne bileyim işte, hangisi zor
hangisi kolay, ipin ucunu bırakıp sonrasına katlanmak mı yoksa ipler ellerini
kanatana kadar tutmak mı.. hangisi korkaklık hangisi yüreklilik. Bu noktaya
gelene kadar düşünseydin derler adama :) Yazmaya başlamadan evvel elimdeki bir parça
mantığı yazının sonunda yine kenara koymuş haldeyim. Hep aynı döngü aynı
karmaşıklıkla, ipler elime koluma dolana dolana, dayanabildiğim kadarıyla..
İşin
içinde duygu ve mantık aynanda olduğundan; çoğu zaman insan olmak zor iş
diyorum.. Kedi olsaymışız ya…
Swinging in the backyardPull up in your fast carWhistling my nameOpen up a beerAnd you say, Get over hereAnd play a video game
I'm in his favourite sun dressWatching me get undressedTake that body downtownI say you the bestestLean in for a big kissPut his favourite perfume onGo play a video game
It's you, it's you, it's all for youEverything I doI tell you all the timeHeaven is a place on earth with youTell me all the things you want to doI heard that you like the bad girlsHoney, is that true?It's better than I ever even knewThey say that the world was built for twoOnly worth living if somebody is loving youBaby, now you do
Singing in the old barsSwinging with the old starsLiving for the fameKissing in the blue darkPlaying pool and wild dartsVideo games
He holds me in his big armsDrunk and I am seeing starsThis is all I think ofWatching all our friends fallIn and out of Old Paul'sThis is my idea of funPlaying video games
It's you, it's you, it's all for youEverything I doI tell you all the timeHeaven is a place on earth with youTell me all the things you want to doI heard that you like the bad girlsHoney, is that true?It's better than I ever even knewThey say that the world was built for twoOnly worth living if somebody is loving youBaby, now you do
Now you do, now you do, now you doNow you do, now you do, now you do
It's you, it's you, it's all for youEverything I doI tell you all the timeHeaven is a place on earth with youTell me all the things you want to doI heard that you like the bad girlsHoney, is that true?It's better than I ever even knewThey say that the world was built for twoOnly worth living if somebody is loving youBaby, now you do
Now you do, now you do, now you doNow you doNow you do, now you do, now you do